Büyü Dükkanı

  • Yayınevi: Epsilon Yayınevi

Hiç mucizelere inandığınız oldu mu? Ya da en azından bir mucizeyi düşlemenin gizli zevkini tattığınız? Örneğin “dile benden ne dilersen” diyen cömert bir cininizin olduğunu hayal ettiniz mi bir an olsun?  Ya da isteklerinizin bir çırpıda gerçek olduğu büyülü bir mekânı? Belki evet, belki de hayır...

Büyü Dükkânı, hayatta istenebilecek her şeyin varolduğu,  mucizevi alışverişlerin gerçekleştiği bir mekândır. Ünü ülkenin dört bir tarafına yayılmış olan bu dükkâna gelen müşterilerin tek bir hedefi vardır: Kendilerine herşeyin vaadedildiği bu yerden, hayatta en çok istedikleri şeyi almadan ayrılmamak... Kimisi geçmiş yıllarını geri almak, kimi büyük bir aşk yaşamak, kimi de korkularından kurtulmak için oradadır. İsteklerine biçilen bedeli ödemeye çoktan hazırdırlar. Ancak Büyü Dükkânı’ndaki alışverişler kolay değildir. Çünkü usta satıcının bir kuralı vardır: Müşterisini dükkândan alabileceği en iyi şeyle göndermek... Yaşlı adam ile müşterileri arasında geçen sıkı pazarlıklar, hayata dair önemli sorgulamalar içermektedir.

Büyü Dükkânı’nda siz de kendi gerçeğinizle karşılaşabilirsiniz. Ancak şu soruya hazırlıklı olun:

Hayatta en çok istediğiniz şey, hayattan alabileceğiniz en iyi şey midir?

OKUYUCU YORUMLARI

***“Büyü Dükkânı şaşırtıcı bir kitap. Bence insanları istekleri hakkında düşünmeye sevk ediyor. Bu kitabı okuduktan sonra, uğruna neleri değişirim dediğiniz tutkularınızı tekrar düşüneceksiniz.”

***“Yalın bir anlatım, farklı bir teknik... Herkesin okuyabileceği türden... Teşekkürler Yeşim Hanım.”

***“Tam anlamıya bir başucu kitabı. Tekrar tekrar okunması gerekli.”

***“Hayatın özünü içinde barındıran küçük hikayeler... Bu özün içine kendimizden bir şeyler katabilmek için her hikayeyle bizi silkeleyen bir kitap.”

***“Büyü Dükkânı kendi açmazlarımıza içe dönük düşünmelerimize, gerçek hayatla örtüşen kahramanlarıyla örnek teşkil etme yönünde özellikle ‘pazarlık’ kısımları dikkatle okunabilecek yardımcı bir kitap.” Kitaptan bir alıntı: ‘Geçmiş ve geleceği birbirinden ayıran tek çizgi, içinde bulunduğumuz andı ve biz, çizginin kendisinden çok, onun birbirinden ayırdıklarıyla ilgileniyorduk. Belki de hep o çizginin üzerinde durduğumuz için, o bizden bir parça gibi oluyordu. Oysa geçmiş, uğurladığımız bir misafir, gelecek ise henüz tanımadığımız bir yabancıya benziyordu. İkisi de bizden değildi. Bizden olmayanlar ise bizim dikkatimizi her zaman daha fazla çekmişlerdi.’

***“Sayfa sayısı az olmasına rağmen içeriği dopdolu bir eser. Bu kitapta herkes kendi yaşantısından birşeyler bulabilir. Dükkan sahibinin müşterilerinin sorunlarına bulduğu çözümler oldukça etkileyici. Okuduktan sonra hem kendi sorunlarımıza hem de çevremizdeki herkesin sorunlarına karşı bakış açımız ve çözüm arayışımız değişiyor. Çözüm için ayrıntılarda saklı bir sır arıyoruz. Adeta eğlenceli bir hayat dersi.” 

***“İnsanız ve yaradılışımız gereği öfke, kıskançlık, sevgi, hüzün, hırs gibi çeşitli duygular ile donatılmışız ve bu duygularla yaşamda varız. Her biri yaşamın ayrı bir rengi, heyecanı, kısaca yemeğe atılan bir tutam tuz gibi. Sizce hangisinden vazgeçebilir, hangisi için neyi feda edebilirsiniz? Aşk’dan tutkudan vazgeçebilir misiniz? Yaşam farklı bir bakış, kendinizi, duygularınızı tanıtmak için bir fırsat. Büyü Dükkânı’nda pazarlığa var mısınız?”

***“Kızılderililer Yüce Ruh'tan bir şey istediklerinde en çok sevdikleri eşyalarını alıp, yüksek bir uçurumdan aşağı atarlarmış. Böylece yeni istedikleri şey için bir bedel öderlermiş. Bu kitabı okuyunca aklıma bu hikaye geldi. Büyü Dükkanı, bir psikodrama tekniği olan Magic Shop 'un şirin bir öykülemesi. Aslında insanların kendileriyle yaptıkları pazarlıklar anlatılıyor. Edebiyat endişesi taşımadan, basit bir anlatımla yazılmış bir kitap. Herkes kendine ait birşeyler bulacak. Çok özel bir kitap. Sizin de hikayeniz var bu kitapta. Ne istediğinizi biliyorsunuz ama bir de bu açıdan bakın. Uçurumun kenarına gittiğinizde, o çok istediğiniz şey için neyi aşağı atardınız? Neyi feda ederdiniz? Dileklerinize dikkat edin ya olursa?”

***“Utanarak söylüyorum ama ilk defa Türk yazar okuyorum ve çok beğendim. Bir kitap nekadar güzel olursa olsun çevirildiğinde birşeyler kaybediyor. Yeşim Türköz'ün ifadeleri çok net ve hoştu. Büyü dükkanını ve sahibini o kadar güzel betimlemiş ki tam bir masal diyarı gibi konuyu masaldan farklı kılan ise dükkana gelen insanların hayatı, anlattıkları, istekleri, hayal kırıklıkları. Mutlaka okunması, okunduktan sonra da kütüphanede durup arada bir tekrar bakılması gereken, bir solukta okunabilecek bir kitap. Bazen insanlar olarak hayaller kuruyoruz ve hatta olmadıkların da yıkılıyoruz. Gerçekleştiğinde çok mutlu olacağımıza inandığımız bu hayalleri bize sunmak için hayatın alabileceği bedellleri düşündükçe korkmuyor değilim açıkçası.” 

***“Ben, Büyü Dükkanı adlı kitabınızı çok sevdim ve 2001'den yana 4. kez okudum. Kitabınızı tam 5 kez aldım. İki kez sevdiklerime verdim, geri gelmedi. Üçüncüsü altı çizilerek okundu. Dördüncüsü bir büyüğüme alındı. Beşincisine de, altı çok çizili olan dikkatimi çok dağıtıyor diye bugün sahip olundu. Büyük yeğenime önermiştim, o da almıştım. Ben, 2001'de, okulumuzun kütüphanesinde görmüş, almış, ilk kez okuduğumda bayılmıştım, anneme, komşumuza okutmuştum. Sonra aldığımda İsviçre'deki yengeme okuması için verdim, bayıldı. Altı çizili olan kitap ta bir iş arkadaşım tarafından okundu, şimdi diğerini eline geçti, okuyup ta beğenmeyen yok ki! Ben, her seferinde aynı zevki alarak okudum.

Tam kitabı bitirirken" Kanatlar" adlı öyküde olmalı, yaşlı satıcı, genç ve zeki  delikanlıya, pazarlık sırasında ödenecek bedelleri aslında farkında olmadan müşterilerin belirlediğini okudum, en başa geri döndüm.

Annem, ben bitirince ikinci kez eline aldı. Kitabınız, bana çok yardımcı oldu, dile getiremediklerimi öykülerinizdeki kişilerin yaşamlarından yola çıkarak ifade edebildim. Doktoruma da çok anlattım.  Hem de kaç kere, bir bilseniz! O öyküleri hemen her yere taşıdım anlayacağınız!”

***“Öncelikle boyle cok gerekli bir bilgi bankası olusturduğunuz için bir meslektaşınız olarak cok tesekkur ediyorum. Ayrıca, Büyü Dükkanı kitabınızı bizzat çok severek okudum ve hastanemizin psikiyatri servisinde bulundurup okuyabilecek hastalara ve ayaktan takip ettiğim danışanlara da tavsiye etmekteyim. Yazmış olduğunuz kitap için de sizi tebrik ederim. İyi çalışmalar.”

***“Büyü dükkanı(Sekizinci basım) isimli kitabınızı henüz okudum. Yarattığı tatlı heyecan ile şuan hissettiğim minnet duygusunu sizinle paylaşmak istedim.

Hani sizi yakından ilgilendiren pek çok konuda farkındalıklı yaşıyor olduğunuzu ve yeterli olduğunuzu hissettiğiniz anda oluşan özgüvenin neticesinde basılan sağlam adımların sesi kimi zaman azalmaya hatta öyle dönemler olur ki neredeyse hiç duyulmamaya başlar. Her ne olmuşsa olmuştur -özellikle benim gibi okulunu henüz bitirmiş ve mevcut düzende tutunmaya* çalışan bir genç, iş hayatına atılma döneminde karşılaşabilir- çıkmazda hissetmişsinizdir kendinizi. Bu bir süreçtir ve kimi zaman altı saat, kimi zaman bir hafta sürer ama her nasılsa sanki daha dün o çıkmazdaki insan siz değilmişsinizcesine ayak sesleriniz yine duyulmaya başlar. İşte bu her nasılsa'nın kimi zaman bir anne feryadı, kimi zaman bir kuş sesi, kimi zaman uzaya fırlatılan bir uydu ve kimi zamansa "Büyü Dükkanı" isimli bir kitap olduğunu farkederiz. Herşeyin geçici bir süre de olsa tekrar rayına girmesini sağlayan bir ışık olduğunuz için size teşekkür ederim. 

Belki de, halk diliyle "hayata atılmak" kaygısı taşıyan bir genç olduğumdandır bu trenin zaman zaman raydan çıkışı. Fakat öğreticidir ve faydalıdır da, sorgulamamı sağlar zaman zaman.”

***“27 yaşındayım. Oğlumla beraber yaşıyorum 3 yıl önce eşimden ayrıldım.Büyü Dükkanı adlı kitabınızı bitirmek üzereyim çok güzel bir kitap olmuş, insanlar kitabı  çok akıcı bir dilde olduğu için kolayca anlayabilir.Benim yaşadığım yer küçük bir belde. İnsanların gelir düzeyi çok yüksek fakat eğitimleri çok az.Benim çevremde hayatı boşvermiş çok arkadaşım var onlara sizin gibi psikologların kitaplarını okuyarak yardımcı olmaya çalışıyorum. Belki farkında değilsiniz ama sizin sayenizde hiç tanımadığınız insanların hayata bakışları değişiyor.Yaptığınız herşey için teşekkür ederim. Bilmeden yardım ettiğiniz arkadaşlarım adına iyiki varsınız”.

***“Yeditepe universitesi genetik ve biyomuhendislik bolumu 3. sinif ogrencisiyim.gecen sene turkce dersinde hocamiz 'Buyu Dukkani'' adli kitabinizi okuttu. boyle bir fisati elde ettigim icin cok mutlu oldum.Bbu kitap gercekten insanin icine isliyor, hemen hemen her hikayede insan kendinden bir seyler bulabiliyor. Anlatilma uslubu da  cok hosuma gitti. Bunun uzerine sizin kaleme aldiginiz baska kitaplar var mi diye merak ettim ve bu sefer de 'Ic Dunya Oyunlari' adli kitabinizi okudum. Bu kitap da cok hosuma gitti, adeta soluksuz okudum.”.

***"Hayatta en çok istediğimiz şey, hayattan alabileceğimiz en iyi şey midir?"

Hepimiz zaman zaman büyük düşler kurarız. Kendimizde olmayana heves edip, düşünüp tartmadan arzuladıklarımızı sıralarız. Her şeyin bir bedeli olduğunu ise hasır altı ederiz. O denli elde etmeye odaklanırız ki bizim için neyin iyi neyin kötü olacağını düşünmeyi bırakırız.

"Hiç mucizelere inandığınız oldu mu? Ya da en azından bir mucizeyi düşünmenin gizli zevkini tattığınız?"

Psikoloji içerikli kitaplara hep bir merakım olmuştur. İnsanın iç dünyasında gezinmek bana kalırsa yapıp yapılabilecek en büyük keşif. Ne var ki psikoloji içerikli olsun ama ders kitabı gibi olmasın, terimlerle beni yormasın diye diye uzun süre hiçbir kitap sinmedi içime. Sanırım doğrudan öğütler dinlemek de hoşuma gitmiyor. Anlatacaklarını hikaye akışında, belli etmeden sezdirecek, bilmediğim terimlerle beni boğmayacak, herşeyin mümkün olduğu, "Bitmesin ama ya" dedirten bir kitap bulmuşum, durur muyum? Okudum gitti:)

"Savaşta önemli olan savaşma gücünüzden çok, acıya dayanma gücünüzdür."

Her dileğin gerçek olabileceği ama karşılığında bedel ödenmesi gereken bir büyü dükkanı karşılıyor sizi kitapta. Çabuk tüketip hoyratça yaşamaya alıştığımız hayatlarımızda, büyü dükkanının sahibi yaşlı adamdan öğreneceğimiz çok şey var. Kitabın her bölümünde dükkanın farklı ziyaretçileri oluyor. Kimi aşkı arıyor, kimi olmayan cesaretini, kimi de olmadığına inandığı şansını. Hepsinin de karşılığında ödemesi gereken farklı bir bedeli var. Anlayacağınız bu dükkanda sıkı pazarlık var!

"Aşık olmayı hem istiyor, hem de korkuyorsunuz. Çünkü aşk, eşi benzeri olmayan bir mutluluk yaşattığı gibi bazı acılar da getiriyor hayatınıza... Oysa istek ve korku hep var olmuş, garanti ise hiç olmamıştır."

Büyü Dükkanı kısacık bir kitap. Başlamanızla bitirmeniz bir oluyor. Su gibi alıyor kitap gözlerinizden. Hiç zorlanmıyorsunuz. Sadece zaman zaman dalgın gözlerle düşünürken buluyorsunuz kendinizi, ben olsam ne yapardım diye. Bir fincan kahve eşliğinde yakın bir dostunuzla konuşup dertleştiğiniz sohbetten ayrılmış gibi hissediyorsunuz kitabın kapağını kapattığınızda.

"Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı."

Daha olgun, daha farkında bir insan hediye ediyor "Büyü Dükkanı" okuyucusuna. Gerçi biraz cesaret istiyor bu dükkanın kapısından girmek ama emin olun memnun ayrılacaksınız:)

"Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır: Birincisi iyi düşünmektir. Bu en soylusudur. İkincisi, taklit etmektir. Bu en kolayıdır. Üçüncüsü, denemiş olmaktır. Bu en acısıdır. Konfüçyüs"

Sevgiler...

http://birbeninhalleri.blogspot.com.tr/