Psikoterapi, iç dünyanıza uzanmanızı, benliğinizle temas kurmanızı, duygu, düşünce, beden ve davranış etkileşimlerinizi, bir uzmanın eşliğinde kavramanızı sağlayan, geliştirici bir yolculuktur.
Bazen içinde bulunduğumuz çevreden, ilişkilerden ya da diğer insanların davranışlarından hoşnut olmayız ve değiştirmek için elimizden geleni yaparız.. Ancak çoğu zaman bu çabalarımız olumsuz sonuçlanır. Çünkü iç dünyamız aynı kaldığı sürece dış dünya da aynı kalır veya bize aynı görünür.. Bunun sonucunda ise kaygı, kızgınlık, çaresizlik, umutsuzluk gibi duygularımız devam eder. Oysa, dış dünyada değiştirmek istediğimiz herşeyin, iç dünyamızda bir karşılığı vardır. Tıpkı bir tahteravallide olmak gibi… Devinim ve değişim, ancak her iki ucun da hareketlenmesiyle mümkündür.
Bazen de kendimizdeki değişim ihtiyacının farkında olduğumuz halde, bildiğimiz ve bilmediğimiz nedenlerle bunu gerçekleştirmekte zorlanabiliriz. Şu ifadelerden bazıları size hiç de yabancı gelmeyebilir:
“Sürekli huzursuz ve gerginim, bir türlü rahatlayamıyorum..”
“Eski canlılığımı yitirdim. Eskiden zevk aldığım şeyler artık bana birşey ifade etmiyor..”
“Kendimi dizlerime kadar kuma gömülmüş ve kumda yürümeye çalışan bir insan gibi hissediyorum. Her bir adım beni o kadar zorluyor ve yoruyor ki, doğru dürüst ilerleyemiyorum…”
“İşimde büyük fedakarlıklarla çalışıyorum, yapmak istediğim çok şey var. Ama ben hiç birine yetişemiyorum ve hedeflerimi gerçekleştiremiyorum..”
“Bazı durumlar beni o kadar heyecanlandırıyor ya da korkutuyor ki, başaçıkamıyorum.. (yeni bir ortama girmek, topluluk önünde konuşmak, uçakla seyahat etmek, doktora gitmek, sınava girmek vb.)
“Bedensel şikayetlerim nedeniyle doktor doktor dolaşıyorum (başağrısı, çarpıntı, hazımsızlık, uykusuzluk, iştahsızlık, yorgunluk, bulantı, sıcak soğuk basması, baş dönmesi, bayılma vb.).. Hiç birşeyim olmadığını ve şikayetlerimin strese bağlı olduğunu duymaktan artık nefret ediyorum..”
“Çok öfkeliyim, insanları kolayca kırabiliyorum..”
“İnsanlarla ilişkilerimde kendimi bir yastığa benzetiyorum. Bana yaslanan herkes rahat ediyor ama ben sıkışıyorum ve eziliyorum..”
“Bu ilişkide zarar gördüğümün farkındayım. Ama ne ilişkiyi bitirebiliyorum, ne de bu ilişkide kendimi koruyabiliyorum..”
Belki de sizin ifadeniz bunlardan çok farklıdır..
Gerek iç, gerekse dış dünyanızla zengin bir temas içinde yaşamak ve bu dünyadaki biricik yaşamınızı daha nitelikli kılmak için psikoterapi sürecinden geçebilirsiniz.
GÜVEN İLİŞKİSİ
Bu süreç, yalnızca geçmişte ya da dış dünyada olup bitenlerin konuşulmasından ibaret değildir. En az bunlar kadar, terapist-danışan ilişkisinin çalışılması da önemli ve son derece değerlidir. İki kişi arasındaki etkileşim, danışanın kendi kişilerarası yaklaşım stilinin farkına varmasına fırsat verir ve terapi odası, dış dünyanın minik bir temsilini oluşturur. “Şimdi ve burada yaşananlar”dan yola çıkarak “o zaman ve orada” yaşananları anlamlandırmak mümkün olur. Bu nedenle terapistiniz, ilk seanstan itibaren sizin görüşme sırasındaki duygu ve düşüncelerinize ışık tutmaya çalışacaktır. Psikoterapi süreci yalnızca belli aralıklarla bir uzmana gidip yardım almak değil, kendinizi açıklıkla ortaya koyabileceğiniz ve bunun için cezalandırılmayacağınız bir güven ilişkisi kurmaktır.